Rehber öğretmen Yusuf Solmaz, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü mezunu. Okullarda psikolojik danışman olarak görev yaptı. Solmaz, 1963 yılında Türkiye'de doğdu. İlkokul ve liseyi Yozgat'ta tamamladı. Üniversite eğitimine 1983 yılında Ankara'da Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde başladı. Fakültenin, önceki adı Eğitimde Psikolojik Hizmetler (EPH), şimdiki adı Psikolojik Danışman ve Rehberlik (PDR) olan bölümünden mezun oldu. Ülkenin değişik yerlerinde okul psikolojik danışmanı olarak görev yaptı. İlkokul, ortaokul, lise, anaokulu, rehberlik araştırma merkezi gibi kurumlarda, otuz yıla yakın okul psikoloğu olarak çalıştı.
Askerliğini, öğretmensizlik nedeniyle açılamayan bir okulda, adı terörle anılan, çok sayıda öğretmenin ve sivilin terör kurbanı olduğu bir bölgede, asker öğretmen olarak yaptı. Küçük bir mezrada, birleştirilmiş bir sınıfta Türkçe bilmeyen öğrencilere, bir yıl kadar, okuma yazma eğitimi verdi.
Bir grup arkadaşıyla, öğretmenlerin mesleki sorunlarını ele alan, demokratik ve laik eğitimi savunan bir derginin çıkarılmasında, basılmasında, dağıtılmasında, yaşatılmasında gönüllü olarak görev aldı. Yeni kurulan eğitim sendikasına kaydını yaptırdığında, öğretmenlerin sendikalara üye olması yasaktı. Darbeci generaller, eğitimcilerin, akademisyenlerin, memurların sendika üyesi olmasını istemiyordu. Yusuf Solmaz, buna benzer anti demokratik yasalara karşı çıktı. Meslek hayatı boyunca darba hukukunu değiştirmeyen, bu hukuk üzerinden ülke yöneten iktidarları protesto eden eylemlere katıldı.
Kimi dergi ve gazetelerde yayımlanan yazılarından dolayı adı defalarca soruşturmalara konu oldu. Birçok kez düşüncelerinden, mesleki çalışmalarından ve sendikal faaliyetlerinden, katıldığı eylemlerden dolayı kurum amirleri tarafından disiplin cezası ile cezalandırıldı. İş hayatının önemli bir kısmı bu cezaları iptal ettirmeye çalışmakla geçti. Görev yaptığı okulların çoğunda yöneticilerin sistematik yıldırma girişimlerine maruz kaldı.
Yüksek lisans yapmaya hak kazanınca tekrar Ankara'ya döndü. Mastır çalışmalarını, üniversitenin Güzel Sanatlar Eğitimi alanında sürdürdü. Farklı üniversitelerden sanat eğitimi, sanat eleştirisi, sanat psikolojisi, sanat tarihi, sanat ve yaratıcılık, sanat ve insan, sanat ve varoluş psikolojisi üzerine dersler aldı.
Eşcinsel eğilimleri olduğu ileri sürülen ünlü yazar Sait Faik'in hayatını tez konusu olarak inceledi. Bu çalışma, tez danışmanının eşcinselik konusuna...
KİTAP HAKKINDA
Atmış yaşlarındaki teyzeyle aramda şöyle bir diyalog geçti. Hatırlayabildiğim kadarıyla aktarmaya çalışayım:
--Kısaca kitabınızı özetleyebilir misiniz? Ne Anlatıyor İki Film Bir Yönetmen adını verdiğiniz bu kitap?
--Kendiniz okuyup karar verin isterim.
--Tamam da önce sizden dinleyelim. Elbet de biz de okuyup ona göre karar vereceğiz. Roman mı yazdınız?
--Edebiyatçı değilim. Roman yazmayı bilmem. Aslında ben eğitimin sorunlarını anlatmak için bir şeyler yazmaya çalıştım. Bilinen ama çözülmeyen sorunlardan söz ettim.
--Eğitim konulu roman yazdınız o zaman?
--Hayır.
--Ne yazdınız peki? Roman değilse öykü yazdınız?
--Bilmiyorum, sanırım öykü de değil.
--Ne peki?
--Şöyle bir bakarsanız anlarsınız belki.
--Senaryo mu yoksa? Film, yani senaryo olarak mı eğitimin sorunlarını dile getirdiniz?
--Bir nevi senaryo denemesi de diyebiliriz.
--Edebiyatçı değilsiniz, roman yazmayı da bilmiyorsunuz... Senaryo yazmayı nasıl öğrendiniz?
--Öğrenmedim efendim.
--İlk kez mi senaryo yazdınız?
--İlk kez...
--Bilmeden, araştırmadan, okumadan senaryo mu yazdınız?
--Denedim, yazıp yazamadığıma siz karar vereceksiniz?
--Karar merci mi burası?
--Değil mi? Kitap basmıyor musunuz?
--Basıyoruz da, roman basıyoruz, dağıtım yapıyoruz. İşimiz senaryo basıp dağıtmak değil. Çok ünlü olacaksınız ki yazdıklarınızın, hele de senaryolarınızın alıcısı olsun. Yanlış anlamadım değil mi? Tekniğini bilmeden, bir deneme olarak ilk kez senaryo yazmaya kalkıştınız. Doğru anlamış mıyım?
--Çok doğru. Teknik bilmeden yazmaya başladım.
--Bir kağıt bir kalem yeter dediniz yani?
--Evet. Bugüne kadar, çok senaryo gördüm ama, baştan sona hiç birini okumadım. Yılmaz Güney'in bazı senaryolarını buldum mesela, ama okumadım. Bir senaryo nasıl yazılır, hangi teknikler kullanılır, bilmeden yazmaya koyuldum.
--Cahil cesareti diyorsunuz? Öyle ya, adamın diploması yok, ama ülke yönetiyor. Güreşçiden tiyatro müdürü oluyor... Mümpenlik bu, başka bir şey değil.
--Bir şey mi dedin evladım? Duyamadım.
--Sana demiyorum teyze, kendi kendime söyleniyorum.
--Hızlı söyle de ben de duyayım.
--Diyorum ki ne güzel, okumadan, araştırmadan senaryo yazmışsınız. Yazın, kırın dökün, bütün bilinenleri yerle bir edin... Ne gerek var okumaya, kafa yormaya... Yazanların, birincilik alanların da iki eli var, sizin de... Yetmez mi, yeter de artar bile... Yaz gitsin... Onlar yazdı da siz niye yazamayasınız?
--Tamam da evladım, önce dinle... Niye kızıyorsun ki?
--Dinliyorum teyze, söyle hadi ne söyleyeceksen.
--Bak evladım, iyi dinle beni... Bu çalışmaya başlarken aslında bilerek senaryo bilgisi edinme çabasına girmedim. Bilmeyen birinin film metni yazma sürecini, bir nevi deney gibi düşündüm. Senaryo bilgisi olmayan bir heveslinin, senaryo yazmak isterken, nasıl bir yol izleyeceğini görmek istedim. Yani bir acemi film çekmek isterse ne gibi saçmalıklar içinde yer alır? Ya da bilmeden iyi bir şey mi yapar? Kendi üzerimde bunları denemeye çalıştım. Bu yaşımda senarist mi olacağım, film mi çekeceğim? Tanığı olduğum sorunlara ilişkin bir şeyler yapmak istedim, hepsi bu.
--Valllahi ne güzel... Bravo teyze... Böylece büyük bir keşif yaptın öyle mi? Şimdi de bunu bastırmak istiyorsun. Büyük cesaret. Ameliyat bilmeyen doktor hastayı tedavi edeceğim diye öldürsün, sonra da hastayı öldürme sürecini, "Doktorluğu Hiç Bilmeyen Birinin Başına Gelenler" adıyla kitaba dönüştürsün. Şahane buluş. Bravo teyze, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi... Bak ne diyeceğim, madem senaryo bilmiyordunuz, neden öykü yazmadınız, ya da roman?
--Dedim ya çocuğum... Edebiyatçı değilim ben.
--Olsun teyze... Herkes edebiyatçı olduğu için mi yazıyor? Sen de roman yazmayı deneseydin. Teknik bir konu; senaryo yazmak nereden aklına geldi, anlamıyorum ki... Öykü yazsaydın... Bu yaşta Nuri Bilge Ceylan mı olacaksın? Zor teyze zor... Amacın kendini oyalamaksa roman yaz. En iyisi roman... Bol b...
Título : İki Film Bir Yönetmen
EAN : 9798215964835
Editorial : Yusuf Solmaz
El libro electrónico İki Film Bir Yönetmen está en formato ePub
¿Quieres leer en un eReader de otra marca? Sigue nuestra guía.
Puede que no esté disponible para la venta en tu país, sino sólo para la venta desde una cuenta en Francia.
Si la redirección no se produce automáticamente, haz clic en este enlace.
Conectarme
Mi cuenta