Mevlana, bugünkü Afganistan sınırları içerisinde yer alan, horasan bölgesindeki Belh şehrinde 1207 yılında dünyaya gelmiştir. Asıl adı Muhammed Celaleddin'dir. "Mevlaya ait olan" anlamına gelen Mevlana ismi, kendisine genç yaşta ders okutmaya başladığı sıralarda verilmiştir. Anadolulu anlamına gelen Rumi ismi ise kendisine batılılarca verilmiş bir lakaptır.
Mevlana, gelmiş geçmiş en büyük tasavvufçulardandır. Tasavvuf bir insan sanatıdır ve Mevlana da ömrünün çoğu döneminde insanlara hizmet için çalışmış, halk tarafından sevilen ve sayılan ayrıca bir tasavvuf şairidir. Mevlana henüz 9 yaşındayken çok büyük zorluklar içinde babası Bahâeddin Veled ve annesi Mümine Hatun ile birlikte Konya'ya göç etmişlerdir. 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı olan Gevher Hatun ile Karamanda evlenmiştir.
Mevlana'nın Allah aşkını konu alan şiirleri ve sözleri günümüzde hala önemini yitirmemiştir. Çoğu ders kitaplarında, bazı romanlarda konu olan Mevlana, unutulmayacak bir geçmişe sahiptir. Zira kendisi Allah yolunda kalbini eritmiş, nefsini öldürmüş büyük bir tasavvufçudur.
Bu, Mesnevi kitabının ve mânevi delillerin altıncı cildidir. Vehim ve şüphe karanlıklarını aydınlatan, zan ve tereddüt hayallerini gideren bir ışığa benzer. Fakat bu ışığı hayvani duyguyla görmenin imkânı yoktur. Çünkü hayvanlık durağı, aşağılıkların en aşağısıdır ve o duraktakileri, aşağılık âlemin suretini yapsınlar, düzeltsinler diye yaratmışlardır. Onların duygularıyla anlayışlarına, o, çizgiyi aşmasınlar diye bir daire çekmişlerdir.
"Yüce,üstün ve her şeyi bilen Allah'nın takdiridir bu." Yani, Allah, onlara işleyecekleri işlerle, bakıp görebilecekleri yeri göstermiştir. Nitekim her yıldızın da gökyüzünde bir yeri, bir tezgâhı vardır, ancak kendisine ait olan yerde, kendisine ait olan işi işler. Bir şehrin hâkimi gibi hani. Onun hükmü de yalnız o şehirde geçer, o şehrin dışında geçmez. Allah, bizi bir yerde hapsolmaktan, (gözlerimizi, kulaklarımızı, kalplerimizi) mühürlemekten, perde altında bıraktığı kullara göstermediği şeyleri bize de göstermekten korusun. Öyle olsun ey âlemlerin Rabbi!
Rahman ve Rahim Allah adıyla
1. Ey gönüllerin hayatı Hüsameddin, nice zamandır altıncı cildin yazılmasına meyledip durmaktasın. Husami-name, senin gibi bilgisi çok bir erin çekişiyle dünyayı dönüp dolaşmada. Ey mânevi er, Mesnevinin son cildi olan altıncı cildi de sana armağan sunmaktayım. Bu altı ciltle altı cihete nur saç da çevresini dolanmayan dolansın.
Aşkın beşle, altıyla işi yoktur. Onun maksadı, ancak sevgilinin kendisini çekmesidir. Belki bundan sonra bir izin gelir de söylenmesi lâzım olan sırlar söylenir. Bu ince ve gizli kinayelerden daha açık, daha anlayışlı bir tarzda anlatılır. Sır, ancak sırrı bilenle eşittir. Sır, onu inkâr eden kişinin kulağına söylenmez. Fakat Allah'dan davet etme emri gelince artık halkın kabul edip etmemesiyle ne işimiz var?
"Nuh, tam dokuz yüz yıl kavmini davet edip durdu. Her an da kavminin inkârı arttı. Fakat söylemeden vazgeçti mi? Hiç sükût mağarasına çekilmeye kalkıştı mı? Köpeklerin havlaması ile kervan, hiç yolundan kalır mı?"
Título : Mesnevi-VI
EAN : 9781301173327
Editorial : E-Kitap Projesi
El libro electrónico Mesnevi-VI está en formato ePub
¿Quieres leer en un eReader de otra marca? Sigue nuestra guía.
Puede que no esté disponible para la venta en tu país, sino sólo para la venta desde una cuenta en Francia.
Si la redirección no se produce automáticamente, haz clic en este enlace.
Conectarme
Mi cuenta